Her alanda olduğu gibi teknolojinin gelişimi, globalleşme ve farkındalıkların artması tarım sektöründe de etkisini ciddi anlamda gösteriyor. Islah tekniklerinin gelişimi ve modern üretim yöntemleri ile geleneksel ürünlerin dışına rahatlıkla çıkılabiliyor. Böylece hem ürün hem de gelir çeşitliliği artırılabiliyor. İzlanda'da muz ve üzüm, Sahra Çölü'nde sebze seralarının olması artık şaşırtıcı gelmiyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) yaptığı bir araştırma sonuçlarına göre, tarım ürünlerinin yüzde 69'u anavatanından farklı bir bölgede yetiştirilebiliyor. Bu konuda en cömert topraklar ise Türkiye'yi de içine alan Batı Asya coğrafyası... Kaynağı bu bölge olan ve dünyada yoğun tüketimi bulunanlar arasında buğday, arpa, zeytin, soğan, havuç, üzüm, marul, badem, fındık, üzüm, kavun, armut, susam ve mercimeği sayabiliriz.
ÇİFTÇİLER KEŞİF PEŞİNDE
Bu zenginliğin yanı sıra, üretim ve tüketimleri ile dikkatleri üzerlerine çeken niş ürünler de var. Örneğin 60 yıldır Türkiye'de Gazipaşa, Alanya ve Anamur'da doğal ortamlarda muz yetiştiriliyordu. Son yıllarda örtü altına alınan muz, Manavgat ve Silifke'de de yetiştirilmeye başlandı. Sadece meyvesinden değil, lifinden, atıklarından bile faydalanılıyor. Muz fidanları, ev ve ofislerin en çok tercih edilen bitkilerinden de olmaya başladı. Diğer yandan son 10-15 yıldır faydası saymakla bitmeyen avokado da hayatımızda önemli bir yere sahip oldu. Mango, ejder meyvesi, papaya, blueberry, ananas, kivi, frenk yemişi, hurma ve karambola (yıldız meyvesi) gibi tropik meyveler de ülkemizdeki tarım üretiminde kendine yer buldu. Türkiye, iklimi, toprak yapısı ve biyoçeşitliliği ile bu konuda inanılmaz bir zenginliğe sahip. Hobi amaçlı niş ürünler yetiştirenler olduğu gibi profesyonel olarak, ciddi yatırımlarla tarım faaliyetlerini bu alana yönlendirenler, hatta yeni keşifler peşinde olanlar da var. Taze ve kurutulmuş tropikal meyveler hacim açısından küresel tarım ticaretinde küçük bir paya sahip olsa da her geçen gün payını artırmayı başarıyor. Elbette bu ilginin nedeni, ülkeye kazandırdığı döviz. Ton başına bin doların üzerinde ihracat değeri ile muz ve elmanın ardından, küresel olarak üçüncü en değerli meyve grubu konumunda bulunuyor. İhracat hacimleri bakımından özellikle mango, ananas, avokado ve papaya taze tropikal meyvelerde öne çıkıyor.
TOPRAKSIZ TARIM İLE YETİŞİYOR
Bugün, tarımdaki yeni ve modern yöntemler ile saksılarda topraksız tarım ile de bazı tropikal meyveler yetiştirilebiliyor. Mavi yemiş olarak adlandırılan yaban mersini de onlardan biri. Ana vatanı Kuzey Amerika olan, uzun yıllar Karadeniz bölgesinde üretilebilen mavi yemiş, son yıllarda Antalya'da sera ve topraksız tarım yöntemiyle saksılarda üretilmeye başlandı. 2013'te ülkemizde 450 dekar alanda üretilen bu meyve, 2022 sonunda 13 kat artarak 6 bin 600 dekara, üretim miktarı 4 bin 300 tona ulaştı. Türkiye'de üretilen ürünlerin sadece bir kısmının değil, aslında geçmişten bugüne uzanan ata tohumu üretilen tüm ürünlerin niş olarak değerlendirilebileceğini ifade eden İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şemsettin Memiş, "Çünkü, Türkiye'nin verimli toprakları, güneş ve su kaynakları ürünleri; kaliteli, besin değeri yüksek ve organik üretime daha yakın konuma getiriyor. Türkiye'nin bu konudaki potansiyeli bahsettiğimiz sebeplerden dolayı çok yüksek olup hala değerlendirmeye açık durumda" diyor.
"PARÇALI TOPRAK AVANTAJ SAĞLIYOR"
Türkiye'nin tarımsal üretimde dünya ile kıyaslandığında tarım arazilerinin daha parçalı olduğundan da bahseden Memiş, "Her ne kadar burada dezavantaj olarak görülse de aslında parçalı tarım toprakları, niş ürünler ve birbirinden farklı ürünler üretilmesi konusunda avantaj da sağlıyor. Örneğin; beyaz nohut, barbunya, kara buğday ve keten tohumu gibi katma değeri ve besin değeri yüksek ürünlerin üretimi ülkemizde parçalı tarım alanlarında yapılıyor. Şu anda ülkemizde bu parçalı tarım arazilerini toplamak için uzun bir zamana ihtiyaç var. Ancak, parçalı topraklar üretim çeşitliliğinin artmasında büyük rol oynuyor. Bu topraklardaki üretimin desteklenmesi, bunun için de tüm paydaşların ortak sorumluluk alması gerekiyor" açıklamasını yapıyor.
"MUZ, YABAN MERSİNİ, AVOKADO VE EJDER MEYVESİ ÖNDE"
Akdeniz'in iklim yapısı nedeniyle tropikal meyvelerin yetiştirilebildiğini belirten Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu da yetiştirilen alan ve üretim miktarının diğer geleneksel ürünlere göre oldukça az olduğunu ama zamanla artmasını beklediklerini söylüyor. Son dönemde muz, yaban mersini, avokado ve ejder meyvesinin üretiminde artış gördüklerini anlatan Çavuşoğlu, "Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü istatistiklerine bakıldığında Antalya'da 61 bin 420 dekar alanda 382 bin 366 ton muz, 24 bin 976 dekar alanda 23 bin 338 ton avokado üretimi yapılıyor" bilgisini veriyor.
"24 MİLYON DOLARLIK İHRACAT"
Türkiye'den 2023 yılında 24 milyon 37 bin dolarlık tropikal meyve ihraç edildiğinin de altını çizen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor: "2022 yılına kıyasla ihracat rakamlarında yüzde 32.50 oranında artış yaşandı. Geçen yıl bölgemizden ihraç edilen tropikal meyvenin rakamsal değeri 4 milyon 877 bin 801 dolar. Bölgemizden gerçekleşen tropikal meyve ihracatı 2022 yılına kıyasla yüzde 52.69 oranında arttı. İhracatımız bu yıl da kesintisiz olarak devam ediyor ve 21 Nisan itibarıyla ülkemizden yüzde 8 oranında artışla 6 milyon 844 bin 976 dolar tropikal meyve ihracatı gerçekleşti. Bu yıl ülkemizden en fazla 4 milyon 176 bin 249 dolarlık kivi, 1 milyon 19 bin 142 dolarlık da avokado ihraç edildi."
"ÜRETİCİNİN ADIM ATMASI ŞART"
Türkiye'nin tarımın her alanında büyük potansiyel barındırdığını belirten Çavuşoğlu, bu potansiyeli kullanma konusunda yapılabilecekleri şöyle sıralıyor: "Üretimin artması üreticinin bilgilendirilmesi, teşvik edilmesi ve en önemlisi de desteklenmesi ile olur. Dolayısıyla da ihracatımız artar. Ülkemiz yaş meyve sebze ihracatında ciddi bir tecrübeye, ciddi bir müşteriye ve ciddi bir ihracata sahip. Ancak son aylarda sektörümüz ihracat yapma aşamasında ciddi sıkıntılar yaşıyor. Kapıkule Sınır Kapısı'nda Bulgaristan'dan kaynaklı sorunlar, maliyet enflasyonu nedeniyle Avrupa'da rekabet edemememiz ve savaşlar, siyasi krizler sektörümüzü olumsuz etkiledi. Öncelikle ihracatımızın artması, sorunların son bulması için bu olumsuzlukların en aza inmesini diliyoruz. Ülkemizin döviz kazancını artırmak için ihracat ailesi olarak kıyasıya mücadele veriyoruz. Bunun için yurt dışı fuarlarına katılıyoruz, ihracatçı firmalarımızı yurt dışına götürerek, sektörlerindeki büyük ithalatçılarla iş görüşmeleri yapmalarını sağlıyoruz."
(Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu)