Lübnanlı ekonomist Nassim Nicholas Taleb'in dünya literatürüne kazandırdığı Siyah Kuğu terimi mutlaka kulağınıza çalınmıştır. Kısaca öngörülemeyen, tahmin edilemeyen ve büyük değişikliklere neden olan olaylar için kullanılan Siyah Kuğu'yu, COVID-19 pandemisi ile birlikte en net ve akılda kalıcı şekilde yaşayan bir nesil olduk. Siyah Kuğu etkisiyle 2020 yılından bugüne geçen dört yılda kültürel değişikliklerin yanı sıra dünya ticaret altyapısının tamamen değişmesine şahit olduk, oluyoruz. Son 100 yılda geliştirilen stratejiler bir gecede çöpe atıldı. Bunların yerine dijitalleşmenin, yapay zekanın, otomasyonun, metal yakaların, lojistiğin ve tedarik zincirlerinin önem kazandığı yeni stratejiler geliştiriliyor son dört yıldır. Ticarete bakış açımız değiştiği gibi ortaya çıkan yeni ticaret stratejilerine adapte olmak için müthiş bir efor sarf ediyoruz. Etmeliyiz de çünkü kuralların baştan yazıldığı bu dönemde ülkelerin, şirketlerin ve hatta bireylerin önünde müthiş fırsatlar uzanıyor. Nitekim Türkiye'nin de ihracata dayalı yeni ekonomi modeliyle birlikte küresel pastadan aldığı payı artırmak için elinden geleni yapmakta kararlı olduğu görülüyor.
FIRSATLAR İÇİN HERKES ÇALIŞIYOR
Pandemi ve Z Kuşağı'nın etkisiyle birlikte dünyayı tsunami etkisiyle sarsan teknoloji dalgasından yararlanmak, hatta dalganın üzerine çıkıp sörf yapabilmek için hazırlanmamız gerekiyor. Özellikle Türk ekonomisinin en güçlü olduğu kaslarından birisi olan ihracat söz konusu olduğunda, fırsatlardan yararlanmak, yeni kurallara uyum sağlayarak rekabette öne geçebilmek için topyekün bir çalışma gerekiyor. Ki Türkiye gerek bakanlıklar gerek sektörel kurumlar gerekse özel sektör ve girişimciler nezdinde fırsatları kaçırmamak için önemli bir çaba sarf ediyor. Bu çabayı Yeşil Mutabakat düzenlemelerinde, şirketlerin dijitalleşme çalışmalarında, bakanlıkların verdiği desteklerde ve hatta bireysel girişimcilerde görmek mümkün.
GELECEK SINIR ÖTESİ E-TİCARETTE
Otomasyon ve yapay zekanın itici gücüyle birleşerek ortaya çıkan bu yeni ticaret dünyasının en önemli sacayaklarından biri elbette e-ticaret. Pandemi döneminden önce başlayan e-ticaret hacmindeki büyüme hızları halihazırda devletleri ve şirketleri bu konuda yatırım yapmaya, düzenlemeler getirmeye zorluyordu. Ne var ki pandemiyle birlikte belki 15-20 yıla yayılacak bir gelişme dönemini dört yıla sığdırdık. Artık e-ticaret üzerine yapılandırılan rekabet stratejileri, yeni iş ve maliyet modellerini kullanıyoruz. Ticaretin içindeki herkes e-ticaret konusunun hayati önemini kavramış durumda ve yatırım planlarını buna göre yapıyor.
Şu anda 20 yıl sonra yaşamamız gereken iş modellerini hayata geçirdik ancak henüz daha işin başındayız. Artık gelişim o kadar hızlı yaşanıyor ki bir adım sonrasını hemen düşünüp stratejilerimizi şimdiden belirlememiz gerekiyor. İşte e-ticaretin Türkiye açısından bir sonraki adımı da bu noktada karşımıza çıkıyor: E-ihracat. Ya da dünyadaki yaygın adıyla sınır ötesi e-ticaret... Bu noktada Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat'ın "Bakanlık olarak ülkemizin dijitalleşme sürecini hızlandırarak e-ihracatımızın genel ihracat içerisindeki payını %10'a çıkarmayı hedefliyoruz" açıklaması ve Ticaret Bakanlığı'nın e-ihracat konusundaki çalışmaları oldukça önemli. Zira gerek düzenlemeler gerekse verilen destekler e-ihracat konusunda Türkiye'nin treni kaçırmaya niyetinin hiç olmadığını, tam tersine küresel pazardaki payını artırmak için var gücüyle çalıştığını gösteriyor. Keza özel sektörün bu alandaki yatırım ve çalışmaları da artık yurt içinden yurt dışına kaymış durumda. E-ticaret sektörü içindeki tüm oyuncular işin geleceğinin ihracat bacağında olduğunun farkında ve yatırım planlamalarını buna göre yapıyor.
E-İHRACAT DESTEKLERİ ARTIYOR
2022'de Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'da yapılan değişiklikler ile 2023'te yürürlüğe giren E-ticaret Yasası Türkiye'de hızla büyüyen pazarın dinamiklerini belirledi. E-ticarette haksız rekabetin ve tekelleşmenin önüne geçilmesini amaçlayan Kanun ile birlikte yeni e-ticaret girişimlerinin pazara girmesinin kolaylaştırılması, e-ticaret ekosisteminin dengeli ve sağlıklı büyümesini amaçlanıyor. Kanun, e-ticaret aracı hizmet sağlayıcı ve e-ticaret hizmet sağlayıcılara yönelik önemli düzenlemeler de içeriyor. Haber hazırlandığı sırada TBMM'ye sunulması beklenen Torba Yasa Değişiklikleri içinde E-ticaret Yasası ile ilgili değişiklikler de yer alıyor. Buna göre e-ticaret aracı hizmet sağlayıcıların sınır ötesi e-ticaret faaliyetlerinin yanı sıra yüksek teknoloji yatırımlarının teşvik edilmesi amacıyla pazaryerleri üzerinden yurt dışına yapılan satışlar ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan teşvik belgesi alınarak gerçekleştirilen yatırım harcamalarının toplamının iki katının lisans ücretinin hesaplanmasına esas teşkil eden net işlem hacminden indirilmesine yönelik düzenleme yapılıyor. E-ticaret kanunu değişiklikleri ile adil rekabet ortamının ve sektörün çok oyunculu yapısının korunması amaçlanıyor. Düzenlemede, bahse konu indirim imkanından yararlanılabilmesi için e-ticaret aracı hizmet sağlayıcının net işlem hacminin, kanunda yer alan e-ticaret aracı hizmet sağlayıcı ve e-ticaret hizmet sağlayıcıların net işlem hacimlerinin toplamını ifade eden ve Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi (ETBİS) verileri kullanılarak, bakanlıkça hesaplanan e-ticaret hacminin yüzde 20'sini aşmaması şartı getiriliyor. Diğer taraftan, e-ticaret kanununda yapılacak değişikliklerde lisans ücreti hesaplama yöntemlerine ilişkin hükümler de bulunuyor.
GLOBALDE E-TİCARET RÜZGARI
Dünyada da trendler e-ticaretten yana. Küresel araştırma şirketi Insider Intelligance'nin hazırladığı verilere göre küresel perakende e-ticaret hacmi geçen yıl 5.8 trilyon dolar oldu. Bu rakamın 2024'te 6,3, 2025'te 6,9, 2026'da ise 7.4 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Araştırma şirketi Juniper Research'ün rakamlarına göre ise küresel e-ihracat rakamı önümüzdeki beş yıl içinde yüzde 107 büyüyecek ve 1.63 trilyon dolardan 3.37 trilyon dolara çıkacak. Danışmanlık şirketi McKinsey'nin araştırma sonuçlarında ise gelecek için önemli ipuçları bulunuyor. McKinsey'ye göre Business to Business (B2B), e-ticaretin en etkili satış kanalı olarak liderliği ele geçirdi. Araştırmaya göre B2B satışlarda yüzde 35'lik oranla e-ticaret ilk sırada yer aldı. E-ticareti sırasıyla, yüzde 26 yüz yüze satış, yüzde 12 video konferans, yüzde 10 e-posta ve yüzde 8 ile telefonun takip ediyor. Araştırma pazar payı kazanan şirketlerin, yalnızca kendi web siteleri gibi dijital self servis kanallara değil aynı zamanda daha geniş B2B e-ticaret tekliflerine de sahip olduğuna dikkat çekiyor. E-ticareti büyüten başarılı satıcıların yüzde 48'inin ise sektöre özel pazaryerlerinde satış yaptığı belirtiliyor.
3.39 TRİLYON LİRA HACİM BEKLENİYOR
Gelin biraz Türkiye'deki rakamlara ve e-ticaret ile e-ihracatın hangi seviyelere geldiğine bir göz atalım... Bu konuda Ticaret Bakanlığı'nın hazırladığı 'E-ticaret 2024' raporu önemli veriler içeriyor. Rapora göre Türkiye'de e-ticaret hacmi 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 115,15 artarak 1.85 trilyon liraya (77.89 milyar dolar) ve işlem sayısı ise yüzde 22.25 artarak 5.87 milyar adede ulaşmış durumda. Bununla beraber e-ticaret hacminin 2019-2023 yılları arasında bileşik büyüme oranı yüzde 92.17 olarak gerçekleşti. İşlem hacmindeki artışta elbette enflasyon etkisi bulunuyor. Ancak işlem adedindeki yüzde 22.2'lik artış sektörün kesintisiz büyüme gösterdiğinin en net verilerinden bir tanesi. Üstelik pandemi dönemini kapsayan bileşik büyüme rakamı da e-ticaret konusunda Türkiye'nin üzerine düşen gelişmeyi hızla gösterdiğini anlatıyor. Bakanlık yayınladığı raporda 2024 yılında e-ticaret hacminin 3.39 trilyon lira (82.39 milyar dolar), işlem sayısının ise 6.67 milyar adet olacağını öngörüyor. Hız kesmeyen bu büyüme beklentisi Türkiye'deki e-ticaret yatırımlarının da bir sonucu elbette. Satıcılar, pazaryerleri, alt yapı sağlayıcıları, lojistik şirketleri ve dijital pazarlama şirketleriyle birlikte ekosistem sağlıklı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Sorunlar elbette var ancak büyüme hızının kesilmemesi çok önemli.
150 BİN E-İHRACATÇI VAR
Peki ya sınır ötesi e-ticarette yani e-ihracatta durumumuz ne? 2023'te ilk defa e-ihracatın genel ihracat içindeki payı yüzde 2.1 oldu. 2024 sonu beklentileri ise oranın yüzde 4'e çıkacağı yönünde. Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında e-ticaret hacminin içinde başka ülkelerin Türkiye'den alımlarının payı yüzde 2,88'e çıktı. Türkiye'nin 2023 yılındaki e-ihracat hacmi 5 milyar dolar oldu. Geçen yıl en çok e-ihracat yapılan ülkeler sırasıyla Kanada, Birleşik Krallık, ABD, Rusya, Almanya, Azerbaycan ve Hollanda oldu. 2023'te Türkiye genelinde e-ticaret yapan işletme sayısı 559 bin 412'e çıktı. Bunlardan yalnızca 150 bininin e-ihracat yaptığı tahmin ediliyor. Elektronik Ticaret İşletmeleri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan Çevikoğlu, Ticaret Bakanlığı'nın e-ihracatın payını 2028'de yüzde 10'a çıkarmak için destekler verdiğine dikkat çekerek, "2028 yılında bu alanda 37.5 milyar dolarlık bir hedef belirledik. Hindistan, Latin Amerika ve Çin gibi ülkelerde büyük fırsatlar bulunuyor. Çin'den sonra en çok e-ihracat ürünü olan ülkenin Türkiye olduğunu düşünüyorum. Sadece Körfez ülkeleri değil, Avrupa ve Amerika'da Türk ürünleri e-ihracatta öne çıkıyor" diyor.
STRATEJİNİZİ PLANLAYIN
Platin Dergisi olarak bu ay siz okuyucularımız için büyüme potansiyeli son derece yüksek olan e-ihracat konusunu masaya yatırdık. Özellikle sağlanan teşvikler ve KOBİ'ler için yol haritası (Sf: 82) aslında hem devletin hem de özel şirketlerin konuya ne kadar ciddi yaklaştığını göstermesi açısından önemli. Ve tabii ki e-ihracatın itici gücü olacak konsorsiyumların etkin rolünü de inceledik. 2022 sonunda yayınlanan genelgeyle Türk markalarının, üreticilerin ve KOBİ'lerin e-ihracatını hızlandırması amacıyla Ticaret Bakanlığı tarafından 'e-İhracat Konsorsiyumu' belgesi verilmeye başlandı. Detaylarını Sf: 70'te okuyacağınız bu yapı e-ihracatın büyümesinde önemli bir rol oynayacak.
Türkiye 2023'te 225.7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Orta Vadeli Program'a (OVP) göre, mal ihracatı 2026 yılında 302 milyar dolar, hizmet ihracatı ise 2028'de 200 milyar dolar olacak. Üstelik Türkiye, internet ortamında satılabilecek ürün üreten (Çin'den sonra) ikinci ülke. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat'ın ifade ettiği "ihracatın içindeki e-ihracat payını yüzde 10'a çıkarmak" hedefi gerçekleştiğinde 37.5 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşabileceğiz. Gelin bu büyük hedef yolunda ne gibi avantajlar, dezavantajlar var hangi stratejileri uygulamalı, nelere dikkat etmeli, hangi alanlara yatırım yapmalıyız beraber okuyalım...
"TÜRKİYE AVANTAJLARINI KULLANMALI"
WORLDEF Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Nart, sınır ötesi e-ticaret stratejesinin ekonomiye sağlayacağı katkıları Platin'e değerlendirdi.
*Sınır ötesi e-ticaret, Türkiye'de e-ticaret ekosisteminin yegâne hedefi olmalı. Çünkü sınır ötesi e-ticaret, ülkeye döviz getirmek için önemli bir alternatif haline geldi. Geleneksel ihracata göre birçok avantajı var; daha hızlı, daha az maliyetli, prosedürleri daha az ve son kullanıcıya doğrudan temas eden bir e-ticaret modeli.
*Bu sebeple Türkiye'de sınır ötesi e-ticaretin daha fazla desteklenmesi gerekiyor. Devlet teşvikleri ve destekler artırılmalı -Çin modelinde olduğu gibi- konuya daha geniş bir perspektiften bakılmalı. Türkiye'nin stratejik konumu, ürün kalitesi, kalifiye iş gücü ve teknolojiye yatkınlığı sınır ötesi e-ticaret için birçok ülkede olmayan avantajlar. Maalesef bu avantajları yeteri kadar kullanamıyoruz.
*E-ticaret ile yolu kesişen ve bir şekilde e-ticareti ana iş modeli olarak tercih eden şirketler nihayetinde sınır ötesi e-ticareti vizyonlarının bir parçası haline getiriyor. Çünkü iç piyasada e-ticaret yeteri kadar doygunluğa ulaştı. E-ticaret pazarında maliyetler arttı ve kâr marjı çok düştü. Bu sebeple sınır ötesi e-ticaret operasyonu olmayan şirketler bir noktada tıkanıyor. Bu açıdan bakıldığında Türk şirketlerin sınır ötesi e-ticarete çok yatkın ve eğilimli olduğunu söyleyebiliriz.
*Sınır ötesi e-ticaret bir yol haritası söz konusu olduğunda bu haritanın sınırları olmuyor. Sınırsız bir yol haritası çizmek gerekiyor. Çünkü teknoloji sürekli gelişiyor, e-ticaret sistemleri değişiyor, online tüketicilerin alışkanlıkları çok sık değişiyor, tüketici profilleri güncelleniyor, regülasyonlar değişiyor ve rekabet sürekli artıyor. Böyle bir ortamda sabit bir yol haritasından bahsedemeyiz. Ancak temel olarak şu noktalara dikkat etmek gerekiyor: Niş bir ürün kategorisi, doğru fiyatlandırma, güvenilir ve çok yönlü lojistik çözümler, sürdürülebilir tedarik zinciri, yenilikçi dijital pazarlama, satış kanallarında lokalizasyon (yerelleştirme), yeni teknolojilere kısa sürede uyum sağlayacak bir e-ticaret altyapısı, uzman bir kadro.
*E-ticaret, tüm metrikleri ile yapay zekanın tam merkezinde bulunuyor. E-ticaret sitelerinde yapay zeka destekli ürün deneme uygulamalarına tanıklık edeceğiz. Bunları yıllar önce konuşuyorduk; o zamanlarda konuştuğumuz gelecek, bu yıllarda ortaya çıktı. Artık yapay zekasız e-ticaret ekosistemi düşünülemez.
(WORLDEF Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Nart)