Sergide anıtsal bir duvar halısı, tablolar, çizimler, baskılar, kitap tasarımları ve kişisel eşyaları da dahil olmak üzere Craxton'ın geniş yelpazedeki 200'e yakın eseri yer alıyor. Savaş zamanının karanlığından aydınlığa ve tek renkten parlak renklere doğru ilerleyen keyif dolu ve yaratıcı bir yaşamı anlatan serginin vitrininde ise ziyaretçileri, sanatçının kullanmayı çok sevdiği klasik motosikletlerden bir örnek karşılıyor.
ÇOK SEVDİĞİ İSTANBUL'DA
'John Craxton: Işığın Peşinde' sergisinde, çeşitli koleksiyonlardan ödünç alınan eserlerin yanı sıra John Craxton Estate'ten sonra en fazla sayıda Craxton eserine sahip olan Ömer Koç Koleksiyonu'ndan 44 eser yer alıyor. Ayrıca Amerikalı fotoğrafçı Robert McCabe ile Londra doğumlu ressam Nicholas Moore'un fotoğrafları sergiyi zenginleştiriyor.
McCabe'in fotoğrafları, John Craxton'ın resimleriyle büyük benzerlikler taşıyor; Ege'yi ilk defa 1954'te ziyaret eden fotoğrafçı da Ege manzarasına ve insanına odaklanıyor. Nicholas Moore'un fotoğrafları ise 1985'te Craxton'la İstanbul'a yaptıkları seyahatten sahneler sunuyor. İstanbul'u sıkça ziyaret eden ve çok seven Craxton'ın bu ilham verici sergisi, onun sanatını ve yaşamını en sevdiği topraklarda keşfe açıyor.
PICASSO VE MIRÓ'DAN ETKİLENDİ
Craxton erken dönemlerinde Picasso ve Miró'dan etkilendi. En sevdiği sanatçı olan El Greco'nun Alegori (Fábula) adlı eserini ilk defa 14 yaşında yakından inceledi. Craxton'ın Yunanistan ve Türkiye gezilerinden kaynaklanan Ege kültürü ve manzarasına duyduğu sevgi, yetişkinlik dönemindeki çalışmalarını şekillendirdi. Renklerle oluşturduğu güçlü kompozisyonlar, ince ve son derece kişisel bir sembolizmin yanı sıra güneşin altındaki duyusal bir yaşamı da yansıtıyor. Mitoloji ve arkeoloji, özellikle de Bizans mozaikleri, Türk halıları ve Osmanlı mimarisi Craxton'ın çalışmalarına etki etmiş önemli unsurlardı.
GİRİT'TEN TROYA'YA EGE VE İNSANLARI
Craxton yaklaşık 50 yıl boyunca en iyi eserlerinin büyük bölümünü, memleketi olarak benimsediği Girit'in Hanya şehrindeki Osmanlı mirası stüdyosunda yarattı. Sıradan insanları resmetmeyi tercih eden John Craxton'ın yaratıcılıkta mutlak özgürlük ısrarı, onu ulusal ya da siyasi kimliklerin ötesine taşıdı. İstanbul ziyaretlerinden Ayasofya mozaikleri ve yerel halkla sıcak karşılaşmaları, resimlerinin ruhuna yansıdı. Troya'dan Efes'e kadar Türkiye'nin Ege kıyıları boyunca seyahat eden Craxton'ın tutkulu olduğu konular antik yerleşim yerlerinden geleneksel mutfağa kadar uzanıyordu.
SERGİ KATALOĞU VE KİTAP
Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanan sergi kataloğunda, Küratör Ian Collins'in Craxton'ın sık sık İstanbul ziyaretleri de yaparak Ege'de geçirdiği canlı yaşamını ve sanatını tanıttığı 'Keyfe Yolculuk' makalesi de yer alıyor.
Ayrıca kataloğa ek olarak Ian Collins'in 'John Craxton: A Life of Gifts' kitabının Türkçe çevirisi Yapı Kredi Yayınları tarafından 'John Craxton: Hayatın Lütufları' başlığıyla yayımlandı.
JOHN CRAXTON HAKKINDA
1922'de Londra'da doğan John Craxton çeşitli özel okullarda öğrenim gördü, fakat sanat dahil hiçbir alanda bir belge alamadan bıraktı. Her zaman kendi yolunda gitti ve görerek öğrenmeyi tercih etti. Paris ve Londra'daki sanat okullarında geçirdiği kısa sürelerde malzemeyi kullanmakla birlikte, eğitimi büyük ölçüde göz ardı etti. Tüberküloz teşhisiyle 1941'de askerlik hizmetinden muaf tutuldu. 19 yaşındayken ilk resminin basıldığı, nüfuzlu bir sanat dergisi olan Horizon'ın kurucusu Peter Watson'ın himayesine girdi. İlk kişisel sergisini 1942'de Londra'da Swiss Cottage Café'de, ilk büyük sergisini ise 1944'te Leicester Galleries'de açtı. Gençlik çalışmaları Neo-romantik akımın bir parçası olarak görüldü. İlk resimlerinde William Blake ve Samuel Palmer'ın, daha sonra da Miró ve Picasso'nun etkisi görülür. Savaştan sonra Scilly Adaları'na, İsviçre'ye, İstanbul'a, İspanya'ya, İtalya'ya, bilhassa da Yunanistan'a ve 1960'ta yerleştiği Girit'e seyahat etti. 1951'de Sadler's Wells Ballet (günümüzde The Royal Ballet) için, başrolünde Margot Fonteyn'in olduğu Daphnis and Chloë balesinin sahne ve kostüm tasarımlarını yaptı. 1967'de Londra Whitechapel Art Gallery'de büyük bir retrospektif sergi açtı. 1966'da Igor Stravinsky'nin sahneye koyduğu Apollo'nun tasarımını yaptı. Üretken bir kitap tasarımcısı olarak Geoffrey Grigson'ın antolojisi Visionary Poems and Passages or The Poet's Eye (Hayalperest Şiirler veya Şairin Gözü-1944) için devrim niteliğinde taşbaskı çalışmalar üretti. 1993'te Kraliyet Sanat Akademisi'ne üye seçilen Craxton 2009 'da 87 yaşında öldü.