TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) turizmi ülke geneline ve 12 aya yaymak hedefiyle başlattığı 'Turizm Yüzyılı' projesi kapsamında Burdur'un kent ekonomisini canlandırmak için kolları sıvadı. Proje kapsamında ortak akıl çerçevesinde geliştirilen stratejilerle Burdur'a ait olan ancak Burdur'a ait olduğu bilinmeyen güzelliklere odaklanılıyor. "Nedir bu güzellikler?" sorusunun yanıtı öyle uzun ki... TÜRSAB'ın bu soruyu yanıtlamak için gerçekleştirdiği toplantı 2 tam günü kapsadı.
Burdur'un lavanta bahçesiyle ünlü 5 yıldızlı oteli Lavanta Tepesi Hotel'de başlayan toplantıda açılış konuşması yapan TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya turizmde artan uluslararası rekabete dikkat çekerek "Dünyanın dört bir yanında turizm pastasından daha fazla pay almak isteyen birçok ülke, vizyoner yaklaşımlarla yeni destinasyonlar ve yeni turizm ürünleri yaratırken biz de 4-5 şehre ve yılın belli dönemine sıkışan mevcut durumu değiştirmek, sürdürülebilir başarıyı yakalamak ve hep daha iyisini yapmak için yılmadan çalışmaya devam etmeliyiz. Turizmdeki mevcut başarıların artarak devam etmesi için ülkemizdeki paha biçilemeyen, henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş destinasyonları gündeme getirmek, hatırlatmak en verimli şekilde tanıtmak ve pazarlamak gerekiyor" açıklamasında bulundu.
PROJENİN MERKEZİNDE 'ORTAK AKIL' VAR
Projenin merkezine 'ortak aklı' koyduklarını belirten Bağlıkaya, Turizm Yüzyılı kapsamında düzenlenen geniş katılımlı toplantılarda daha önce yapılmış olan değerli çalışmalarla birlikte doğru bir yaklaşım ve strateji oluşturmaya özen gösterdiklerini ifade etti.
Burdur turizmini kitle turizminin tahrip ediciliğinden uzak tutarak geliştirmeyi planladıklarını belirten Bağlıkaya, "Bu güzel kenti tarihi ve kültürel değerleri, gastronomisi, el değmemiş güzellikteki doğasıyla, öne çıkan bir destinasyon olarak konumlandırmalıyız. Turizmin kent ekonomisi için katma değer yarattığı turizm girdisinin bölgede yaşayanlara katkı sağladığı bir Burdur hayal ediyoruz. Burdur'u geçip gidilen değil, konaklanan, gezilen, vakit geçirilen bir şehir olarak görmek istiyoruz" dedi.
KEŞFEDİLMEMİŞ GÜZELLİKLER VAR
Eğitim verdikleri tüm alanlarda topluma katkı sağlamaya büyük önem verdiklerini belirten Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, Burdur'da devam eden 3 antik kent kazı çalışmasının yanı sıra kültür turizmi, spor turizmi, gastronomi turizmi gibi alanlarda da önemli adımlar attıklarını kaydetti.
Söze Burdur'un kamuoyunda tanınırlığı konusunda eksikler olduğunu ifade ederek başlayan DEİK Başkanı Nail Olpak Salda Gölü, Sagalassos ve Kibyra Antik Kenti, İnsuyu Mağarası gibi önemli yerlerin Burdur'da yer aldığının birçok insan tarafından bilinmediğini vurgulayarak "Kendi değerlerine sahip olma noktasında çok fazla bozulmamış bir alt yapıyla Burdur önümüzde duruyorsa bundan sonraki süreçte daha fazla sahip çıkmak hepimizin görevidir" çağrısında bulundu.
EKOLOJİK ZENGİNLİKLERİ KORUMAYA YÖNELİK ADIMLAR
Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan ise Burdur'un sahip olduğu ekolojik zenginlikleri korumaya ve tanıtmaya yönelik adımlar atılacağını ifade ederek "Salda Gölü çevresinde çok güzel dokunuşlarla Çevre Bakanlığımızın önderliğinde güzel çalışmalar başladı. İnşallah bunların devamını getireceğiz. Hem yöre insanımızla birlikte hem bu anlamda sektörü bilen tanıyan insanlarımızla birlikte ekolojik dengeyi korumaya, tanıtmaya dönük duyarlı çevreci yaklaşımları benimsemeye ve beslemeye dönük mutlaka projelerimiz, çalışmalarımız olacak" değerlendirmesinde bulundu.
SEYAHAT ACENTALARININ HAZIRLAYACAKLARI TUR PAKETLERİ ÖNEMLİ
Konuşmaların ardından sunum yapan TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi İlker Ünsever, Turizm Yüzyılı Arama Konferansı'nın çıktılarını paylaştı. Bu kapsamda Burdur turizminin geleceği için seyahat acentalarının hazırlayacakları tur paketlerinin çok büyük önem arz ettiğine dikkat çeken Ünsever, Burdur'un kültür ve gastronomi turları için önemli bir destinasyon olarak yapılandırılması konusundaki görüşün öne çıktığının altını çizdi.
Burdur'un spor ve toplantı turizmi açısından da önemli potansiyel taşıdığını dile getiren Ünsever, Burdur'un yöresel kültürel zenginliği çerçevesinde festivaller düzenlenmesi, doğa ve macera turlarının organize edilmesi, balon turları yapılması, yürüyüş rotaları düzenlenmesi gibi önerilerin de hayata geçmesinin Burdur turizmine katkı sağlayacağını söyledi.
Ünseven, Antalya'dan Pamukkale'ye düzenlenen günübirlik turların Salda ziyaretini takiben devam etmesinin ve Burdur odaklı excursion yapılmadığının tespiti ile Antalya'dan Burdur'a düzenlenen günübirlik turların arz ve talebinin artırılmasının önemli hedefler arasında yer aldığını belirtti.
Burdur'da doğa ve çevreye saygılı bir turizm anlayışının kurgulanması gerektiğini vurgulayan Ünsever, "Bozulmamış doğa konsepti öne çıkarılarak dengeli ve ölçülü Turizm Gelişim Planı ve Uygulama Esasları turizm endüstrisinin gereklerine uygun olarak belirlenmelidir" dedi.
SICAK HAVA BALONLARI SALDA GÖLÜ'NDE YÜKSELDİ
Etkinliğin ikinci gününün ilk saatlerinde 28 sıcak hava balonu 1400 metreye kadar yükseldi. 138 kişiden oluşan katılımcılar Salda'nın eşsiz manzarasını bütünsel bir perspektifle deneyimledi.
Ardından Burdur'un Gölhisar ilçesinde bulunan ve 'Gladyatörler Şehri' olarak anılan Kibyra Antik Kenti ve Sagalassos Antik Kenti'nde tarihi bir yolculuğa çıkıldı.
Burdur'un 'Ceviz helvası, Kömbe, Burdur Şiş' gibi yöresel lezzetleri ise Taş Oda Gastronomi Mutfağı'nda keşfedildi.