Sektörler

15 Nisan 2025 10:25

Reaksiyon başladı, ihracatta sınırlar aşılıyor

Türk kimya sektörü, ihracatta moleküler bir reaksiyon gibi hızlanıyor, sınırları eriterek küresel pazarda etkisini genişletiyor.

İçinde milyonlarca molekülün bir araya gelerek kusursuz bir reaksiyon oluşturduğu, her bileşenin diğerini tamamladığı ve sonunda büyük bir dönüşümün yaşandığı bir laboratuvar düşünün... İşte Türkiye'nin kimya sektörü de tıpkı böyle bir laboratuvar gibi çalışıyor. Küresel ekonomideki belirsizliklere, ticaret savaşlarına, enerji krizlerine ve ham madde bağımlılığına rağmen sektör, kendi içinde kusursuz bir reaksiyon yaratarak büyümeye ve ihracatta sınırları aşmaya devam ediyor. Türkiye ekonomisi, 2024 yılında yüzde 3,2 büyüme kaydederek küresel zorluklara karşı dirençli yapısını kanıtladı. Kimya sektörü de bu büyümenin en büyük destekçilerinden biri oldu ve yılı 30.8 milyar dolarlık ihracat ile yüzde 1 artışla tamamladı. 2025 yılına güçlü bir başlangıç yapan sektör, ocak ayında 2.5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, şubat ayında ise takvimin olumsuz etkisine rağmen bu rakamı koruyarak en çok ihracat yapan ikinci sektör konumunu sürdürdü. Bu süreç, sanayinin sadece üretimden ibaret olmadığını, aynı zamanda stratejik hamlelerle küresel pazarda nasıl rekabet edilebileceğini de gösteriyor. Üretim teknolojilerinden yeşil kimya çözümlerine, yeni pazar keşiflerinden katma değerli ihracata kadar birçok alanda büyük adımlar atan sektör, yılın ilk iki ayında kaydettiği rakamlarla Türkiye ekonomisinin en güçlü sacayaklarından biri olduğunu bir kez daha gösterdi.

ZORLUKLARA RAĞMEN İSTİKRARLI BÜYÜME

Dünya genelinde ekonomik krizlerin, jeopolitik gerilimlerin ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların devam ettiği bir dönemde, Türkiye'nin kimya sektörü istikrarını koruyarak küresel pazardaki konumunu daha da sağlamlaştırdı. Küresel tedarik zincirindeki değişimler, finansal dalgalanmalar ve enerji maliyetlerindeki oynaklığa rağmen bu başarının sağlanması, sektörün dinamik yapısı ve stratejik hamleleri sayesinde mümkün oldu. Küresel enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve finansal piyasalardaki değişimler sektör açısından önemli bir belirsizlik kaynağı olsa da, döviz bozdurma zorunluluğunun yüzde 25 seviyesine düşürülmesi ve finansman koşullarındaki iyileştirmeler, ihracatçılar için olumlu bir gelişme oldu. Ancak, ham madde bakımından yüzde 70 dışa bağımlı olan sektörün rekabetçiliğini artırabilmesi için finansal desteklerin güçlendirilmesi gerekliliği gündemdeki yerini koruyor. Ancak kimya sektörünün asıl başarısı yalnızca rakamlardan ibaret değil. Bu büyüme, yenilikçi üretim, sürdürülebilir çözümler ve dış pazarlara yönelik güçlü stratejilerin birleşimiyle gerçekleşiyor. Sektör, ihracat rakamlarını artırmanın ötesinde, Türkiye'yi küresel arenada kimya sanayisinde söz sahibi ülkelerden biri haline getirme yolunda kararlı bir şekilde ilerliyor.

AVRUPA PAZARI LİDERLİĞİ BIRAKMIYOR, YENİ PAZARLAR ÖNE ÇIKIYOR

Kimya sektörü ihracatında Avrupa, lider pazar konumunu koruyor. Şubat ayında en çok ihracat yapılan ülke, 187 milyon dolarlık ihracat hacmiyle İtalya oldu. İtalya'nın ardından 168 milyon dolarla Romanya, 151 milyon dolarla Hollanda ve 119 milyon dolarla Lübnan geldi. En dikkat çekici yükseliş ise Yunanistan'da yaşandı. Türkiye'nin bu ülkeye gerçekleştirdiği kimya ihracatı yüzde 111,70 oranında artarak 45.8 milyon dolara ulaştı. Bu rekor büyüme, Türkiye'nin Avrupa içinde yeni pazarlara açılma potansiyelini ve rekabet avantajını güçlendirdiğini gösterdi. Ancak, bazı büyük pazarlarda dalgalanmalar görüldü. Almanya'ya ihracat 94 milyon dolara gerilerken, Rusya 94.3 milyon dolarla geçtiğimiz yılki seviyesini korudu. ABD ise 71 milyon dolarlık ihracat hacmiyle geçen yıla göre düşüş yaşadı. Orta Doğu ve Afrika bölgesinde ise Türkiye'nin kimya ürünlerine olan talep artıyor. Mısır, 74 milyon dolarlık ihracat hacmiyle önemli bir partner olmaya devam ederken, Irak'a ihracat 91.6 milyon dolara ulaştı.

PLASTİK VE MİNERAL YAKITLAR ZİRVEDEN DÜŞMÜYOR

Kimya ihracatında en büyük payı plastikler ve mamulleri aldı. 728 milyon 123 bin dolarlık ihracat hacmiyle listenin ilk sırasında yer alan plastikleri, 724 milyon 609 bin dolarla mineral yakıtlar ve ürünleri takip etti. Anorganik kimyasallar ise 201 milyon 10 bin dolarlık ihracatla üçüncü sırada yer aldı. İlk onda yer alan diğer ürün grupları arasında uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun; eczacılık ürünleri; kauçuk ve kauçuk eşya; boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları; muhtelif kimyasal maddeler; yıkama müstahzarları ve organik kimyasallar bulunuyor. Geniş ürün çeşitliliğine sahip olan sektör, farklı segmentlerdeki ihracat başarısıyla küresel pazarda kendine sağlam bir yer edinmeye devam ediyor.

KİMYA SEKTÖRÜNDE TEKNOLOJİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HAMLELERİ

Kimya sektörü, sürdürülebilirlik ve teknolojiye dayalı yeni adımlar atmaya devam ediyor. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), 2025 yılı için 25 ülkeye yönelik 47 ihracat organizasyonu planlıyor. Ayrıca, Kimya Teknoloji Merkezi (KTM) kurulumu ile sektörde yerli ve milli üretimin artırılması, dışa bağımlılığın azaltılması ve katma değerli üretimin desteklenmesi hedefleniyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyum süreci kapsamında ise, Türkiye'de yeşil kimya çözümlerine yönelik yeni yatırımların hayata geçirilmesi planlanıyor.

YENİ PAZARLARIN KAPILARI ARALANIYOR

Kimya sektörü, ihracat pazarlarını genişletmek ve yeni iş birlikleri oluşturmak amacıyla yurt dışında birçok organizasyona katılım sağladı. Yılın ilk aylarında gerçekleştirilen uluslararası ticaret heyetleri ve fuarlar, sektörün küresel pazardaki etkinliğini artırmaya yönelik stratejik adımlar arasında yer aldı. Şubat ayında düzenlenen etkinlikler arasında şunlar öne çıktı:

Bu etkinlikler sayesinde ihracatçılar, yeni pazar fırsatlarını değerlendirme ve iş birliklerini güçlendirme imkanı buldu. Küresel ticaretin hızla değiştiği bu dönemde, yeni pazarlara açılmak ve mevcut pazarları daha da derinleştirmek, sektörde sürdürülebilir büyümenin anahtarı olacak.

KİMYA SEKTÖRÜ GELECEK STRATEJİSİNE ODAKLANIYOR

İhracatta yakaladığı ivmeyi artırarak sürdürülebilir büyümeye odaklanan kimya sektörü, önümüzdeki dönemde dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik stratejilere daha fazla ağırlık vermeyi hedefliyor. Değişen dünya ekonomisine hızla adapte olabilen ve yenilikçi çözümler üreterek büyüme ivmesini koruyan kimya sektörü, küresel ticarette daha büyük bir pay almak için kararlı adımlarla ilerlemeye devam ediyor.

İNOVATİF ÇÖZÜMLER

Kimya sektörü, sürdürülebilirlik yolculuğunda çevre dostu üretim süreçleri, döngüsel ekonomi uygulamaları ve düşük karbon hedefleriyle öncü bir rol üstleniyor. İKMİB'in hazırladığı Sürdürülebilirlik Eylem Planı 2023 Raporuna göre, sektörün yeşil dönüşümde atması gereken stratejik adımları ortaya koyuyor. Kimya sektörü, dünya genelinde sanayinin temel taşlarından biri olarak ekonomik büyümenin itici gücü konumunda. Ancak, artan çevresel kaygılar ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri, sektörü yeşil dönüşüme yönlendiren en önemli faktörlerden biri haline getirdi. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği'nin (İKMİB) hazırladığı Sürdürülebilirlik Eylem Planı, sektörde karbon ayak izinin azaltılması, yenilenebilir enerji kullanımı, kaynak verimliliğinin artırılması ve döngüsel ekonomiye geçiş gibi kritik başlıklara odaklanıyor. Biyoçeşitliliğin korunması, su ve enerji yönetimi, atık yönetimi ve sürdürülebilir üretim süreçlerinin teşvik edilmesi, sektörün gelecekteki rekabetçiliğini belirleyen temel unsurlar arasında. Ayrıca, Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyum kapsamında alınması gereken önlemler, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi ve inovatif teknolojilere yatırım yapılması gibi konular da ön plana çıkıyor. Kimya sektörü, bu dönüşüm sürecinde inovatif çözümler ve sürdürülebilirlik odaklı politikalar ile küresel pazardaki rekabet gücünü artırmaya hazırlanıyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEKNOLOJİYE GEÇİŞ DÖNEMİ

Kimya sektörü, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda yeşil üretim, döngüsel ekonomi ve dijitalleşme ile dönüşüyor. Karbon yakalama, yenilenebilir malzemeler, endüstriyel biyoteknoloji ve yapay zeka destekli süreçler, sektörün geleceğini şekillendiriyor.

İşte kısa vadede yaygınlaşacak teknolojilere ve uygulamalar:

KİMYA SEKTÖRÜNÜN 2025 HEDEFİ: 35 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT

Türkiye'nin kimya sektörü, 2024 yılında 30.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi ve 2025 yılı için çıtayı daha da yukarı koyarak 35 milyar dolarlık ihracat hedefini belirledi. bu büyük hedefe ulaşmak için ar-ge, inovasyon, yeni pazar keşifleri ve sürdürülebilirlik odaklı projeler ön plana çıkıyor

Kimya sektörü, küresel pazardaki etkinliğini artırarak Türkiye'nin ihracatında kritik bir rol oynamaya devam edecek. Bu hedef doğrultusunda sektör;

*Yeni pazarlara açılmak için 25 ülkeye yönelik 47 ihracat organizasyonu düzenleyecek.

*Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarını artırarak katma değerli üretime odaklanacak.

*Yeşil dönüşüm projeleriyle sürdürülebilir ihracat kapasitesini genişletecek.

*Teknoloji odaklı yatırımlarla rekabet gücünü artıracak.

HANGİ PAZARLAR ÖNE ÇIKIYOR?

Türkiye'nin kimya sektörü ihracatında Avrupa pazarları lider konumda kalmaya devam ederken, Orta Doğu ve Afrika gibi yeni bölgelere yönelim hız kazanıyor. Yunanistan'daki rekor artış ve Almanya'daki düşüş eğilimler gibi trendler dikkat çekiyor.

EN ÇOK OKUNANLAR