Dijital Dönüşüm

09 Ocak 2023 12:04

İnovasyonun eşiğinde Ar-Ge'yi yeniden tanımlamak

İnovasyon, firma değerinin ve genel ekonomik büyümenin temel itici gücü oluyor. Gelişen teknolojiler ve hızla değişen pazarlar ile iş dünyasında Ar-Ge her zamankinden daha önemli bir rol oynuyor. Hedef pazarın ihtiyaçlarını anlamaktan yeni ürünler ortaya çıkarmaya ve kalite kontrole kadar her şeyden sorumlu olan Ar-Ge işlevinden en iyi şekilde yararlanmak için strateji belirlemek gerekiyor. İşte Ar-Ge alanında öne çıkan 2023 stratejileri.

Hükümetlerin ve şirketlerin yeni ürün ve hizmetler yaratmak ve/veya mevcut ürün ve hizmetleri iyileştirmek için üstlendikleri faaliyetler olarak tanımlanan araştırma ve geliştirme (Ar-Ge), hem mühendisler tarafından belirli yeni ürünler geliştirmek için yapılan çalışmaları hem de endüstriyel bilim insanları tarafından gelecekte belirlenmemiş ürünlerle sonuçlanabilecek araştırmaları kapsıyor. Ar-Ge faaliyetleri; çok çeşitli sektörlerde ve her büyüklükteki şirkette gerçekleşiyor. Bunlar büyük ölçüde ilaç, yaşam bilimleri, otomotiv, yazılım ve teknoloji gibi yoğun Ar-Ge endüstrilerinden yiyecek ve içecek gibi alanlara kadar genişliyor. Ar-Ge ayrıca inşaat sektöründe, özellikle imalat ve mühendislikte önemli bir rol oynuyor.

TOPLAM KÜRESEL AR-GE HARCAMALARI 2022'DE 2.5 TRİLYON DOLARA ULAŞTI

Statista verilerine göre; toplam küresel Ar-Ge harcamaları 2022'de neredeyse 2.5 trilyon dolara ulaşıyor. Yaklaşık 10 ülke harcamaların yüzde 80'ini oluşturuyor. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin bir parçası olarak ülkeler, 2030 yılına kadar kamu ve özel Ar-Ge harcamalarının yanı sıra araştırmacı sayısını önemli ölçüde artırma sözü veriyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Çin, 2022'de sırasıyla yaklaşık 680 milyar dolar ve 550 milyar dolar tutarındaki Ar-Ge harcamalarıyla açık farkla en büyük iki harcama yapan ülke konumunda yer alıyor. Öte yandan, İsrail ve Güney Kore gibi ekonomiler, Ar-Ge harcamalarına GSYİH'lerinden büyük pay ayırıyor. İnovasyon, üretkenliği artırmanın temel aracı olarak karşımıza çıkıyor ve gücünü Ar-Ge harcamalarından alıyor. Güney Kore, Japonya, ABD, Almanya ve İskandinav ülkeleri gibi başarılı ekonomilerin de Ar-Ge yatırımlarında lider konumda olması tesadüf değil.

DÜNYA ÇAPINDA AR-GE HARCAMALARINDA EN YÜKSEK PAYA SAHİP OLAN İKİ SEKTÖR: BİLİŞİM DONANIM ÜRETİCİLERİ VE SAĞLIK

Dünya çapında Ar-Ge harcamalarında en yüksek paya sahip olan iki sektör, harcamaların sırasıyla yüzde 23'ünü ve yüzde 21'ini oluşturan bilişim donanım üreticileri ve sağlık sektörleri oluyor. Öte yandan; farklı bölgeler farklı alanlarda birbirinden daha fazla harcama yapıyor. Yine Statista verileri; Amerika Birleşik Devletleri'nin yazılım ve sağlık hizmetlerinde en fazla Ar-Ge harcaması yapan ülke olduğunu vurgularken, Avrupa'nın ise otomobil ve ulaşımda en fazla yatırım yapan ülke olduğunu gösteriyor. Ayrıca Çin, inşaat sektöründeki Ar-Ge harcamalarında ön plana çıkıyor.

TECRİT EDİLMİŞ AR-GE DEPARTMANLARININ ÇAĞI KAPANIYOR

Ar-Ge, işletmeler için giderek önemli bir hal alıyor. Güçlü bilgi ve içgörü sağlıyor, verimliliğin artırılabileceği ve maliyetlerin azaltılabileceği mevcut süreçlerde iyileştirmelere yol açıyor. İşletmelerin rekabetçi pazarlarda hayatta kalmalarını ve gelişmelerini sağlamak için yeni ürünler ve hizmetler geliştirmelerine olanak tanıyor. Maaş maliyetinin yanı sıra Ar-Ge, malzeme ve ekipmana önemli yatırımlar gerektirdiği için pahalı bir süreç haline geliyor. Tecrit edilmiş Ar-Ge departmanlarının çağı kapanırken bir şirketin inovasyon motoru olarak hizmet verebilmesi için Ar-Ge stratejisinin günümüzün hızlı hareket eden dünyasına göre donatılması gerekliliği doğuyor.

McKinsey and Company; bugünün şirketleri için yol haritasını şu başlıklar altında kuruyor:

İNOVASYON DÖNGÜLERİ HIZLANIYOR

Yazılıma artan güven, simülasyon ve otomasyon teknolojilerinin mevcudiyeti, Ar-Ge verimini artırırken deney maliyetinin hızla düşmesini sağlıyor. İyi finanse edilen start-up'lar, yerleşik iş modellerini alt üst etme veya endüstri büyümesini yeni alanlara yönlendirme tehdidinde bulunan yenilikleri geliştiriyor ve hızla ölçeklendiriyor. Büyük şirketlerin, yatırımlarının sonuçlarını hızlı bir şekilde almak istemesi Ar-Ge liderleri üzerindeki baskıyı artırıyor.

AR-GE'NİN MÜŞTERİYLE BAĞLANTISINI GÜÇLENDİRMESİ GEREKİYOR

Pek çok kuruluş müşteri odaklı ürün geliştirmeye sözde bağlılık gösterirken, Ar-Ge grupları nadiren ürünleri doğrudan son kullanıcılarla test etme fırsatı buluyor. Bu, sıklıkla, müşterilerin ne istediği ve neye ihtiyaç duyduğu noktasında birçok aracıya ihtiyaç duyulmasına neden oluyor. Ar-Ge liderlerinin ürün geliştirme noktasında tüketiciyle doğrudan temasta olması gerekliliği öne çıkıyor.

PROJELERİN HESAP VERİLEBİLİRLİK ÖLÇÜTÜ DEĞİŞMELİ

Çoğu sektördeki Ar-Ge grupları, ilerlemeyi ölçmek ve iletmek için etkili mekanizmalardan yoksun. Başarısızlık deney olarak açıklandığında ve başarı kârdan ziyade patentlerle tanımlandığında, kurumsal liderler Ar-Ge'nin katkısını ölçmekte zorlanıyor. Bu noktada, Ar-Ge departmanlarının hesap verilebilirlik ölçütünün değişmesi gerekiyor.

AR-GE BÜYÜME MOTORU OLARAK GÖRÜLMELİ

Kuruluşlar, çoğu durumda mevcut pazar payını korumaktan biraz daha fazlasını yapan, müşteri taleplerinden ortaya çıkanlar gibi kısa vadeli getirileri olan 'güvenli' projeleri tercih etme eğiliminde oluyor. Coğrafi genişleme ve kullanılmayan pazarlara giriş gibi organik büyüme araçları azaldıkça, yenilik odaklı büyüme giderek daha önemli hale geliyor. Ar-Ge'yi bir maliyet merkezi olarak değil, büyüme motoru olarak görmek öncelik kazanıyor.

EN ÇOK OKUNANLAR