Bankacılık

05 Eylül 2023 11:28

Açık Bankacılık'ın ABC'si

Bankaların API üzerinden iletişim halinde olması ve müşterilerin bankacılık hizmetlerini tek bir merkezden yürütmesini sağlayan Açık Bankacılık'ta dokuz ayı geride bıraktık. İşlem hacminin her geçen gün arttığı sistemde, güvenlik konusunda da endişeler gideriliyor. Ekosisteme yeni servisler ekleniyor.

Teknoloji her geçen gün büyük bir hızla gelişiyor. Bu gelişime bağlı olarak hayatımızın her alanında büyük değişim ve dönüşümler yaşanıyor. Teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı bankacılık ve finans alanı da bunlardan biri...

Açık Bankacılık (Open Banking), adından da anlaşılacağı üzere, bankacılık sektöründe yaptığınız işlemlerin, dolayısıyla verilerinizin açık hale gelmesi anlamını taşıyor diyebiliriz. Kısa adı API olan Uygulama Programlama Arayüzleri üzerinden verilerin ve bankacılık servislerinin paylaşılması, paylaşılan veri ve servisler ile başta finansal teknoloji şirketleri (fintek) olan üçüncü parti kurumların yenilikçi ve katma değerli web ve mobil tabanlı finansal uygulamalar geliştirerek, bireysel ve kurumsal kullanıcılara sunmasına Açık Bankacılık diyoruz. Tabii 'verilerin açık hale gelmesi' birçok korkuyu da beraberinde getiriyor. Nasıl veriler açık hale gelecek? Kimler benim bilgilerimi görecek ve erişebilecek?

BANKALAR KENDİ SİSTEMLERİNİ KURUYOR

Bu konuya geçmeden önce, Açık Bankacılık'ın tarihine baktığımızda, finansal teknolojiler alanında önemli bir döneme geçişi sağlayan ilk düzenlemelerden biri olan PSD (Ödeme Hizmetleri Direktifi) yasasını inceleyebiliriz. 2009 yılında tüm AB ve AEA üye devletlerinde kabul edilen yasanın amacı, ödeme hizmetlerini düzenlemekti. Daha sonra bu yasa PSD1 ve PSD2 olarak geliştirildi. Çevrimiçi ödeme hizmetlerinin kalitesinin ve tüketici verilerinin korunmasını artırarak daha verimli, yenilikçi bir pazar oluşturulması hedeflendi.

İngiltere'deki bankaların bir kısmı iki uygulamanın birbiriyle iletişimde olmasını sağlayan API (Uygulama Programlama Arabirimi) sistemine geçiş yapanların başında geliyordu. ABD'ye baktığımızda ise bankaların kendi API sistemlerini kurarak müşterilerine Açık Bankacılık hizmeti sundukları görülüyor.

TÜRKİYE'DE 1 ARALIK 2022'DE BAŞLADI

Ülkemizde de bu teknoloji oldukça yakından takip ediliyor. 2013 yılında '6493 Sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları' hakkında çıkartılan kanun ile fintek girişimlerinin yasal zeminleri hazırlanmış oldu. Bankacılık ve ödeme sistemlerine ilişkin işleyişin nasıl olacağı, kişisel veri güvenliğinin nasıl sağlanacağı, risk yönetimlerinin nasıl olması, sistem geliştirmeleri ve dış hizmet alımları gibi konular 2020 yılında yayınlanan yönetmelikler ile belirlenmeye çalışıldı.

1 Aralık 2022 tarihinden itibaren de teknik sertifikasyonlarını ve testlerini başarı ile tamamlamış altı banka Açık Bankacılık hizmeti vermeye başladı. TCMB, bankalar ve Bankalararası Kart Merkezi (BKM) tarafından geliştirilen, taraflara standart Açık Bankacılık işlemleri sunulmasını sağlayan 'Açık Bankacılık Geçidi' (GEÇİT) altyapısı üzerinden sistemin hizmet vermeye başladığını duyurdu. Ülke koşulları ve ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurulduğunun aktarıldığı açıklamada, paydaşların hızlı entegrasyonunun sağlandığı düşük maliyetli, verimli ve etkin ödeme hizmetleri veri paylaşım servisleri deneyimi için ortak bir platformun tasarlandığına vurgu yapıldı.

"FİNANSAL TEKNOLOJİDE ROTA ÇİZİLİYOR"

Dokuz ayı geride bıraktığımız Açık Bankacılık işlemleri, günden güne işlem hacmini artırıyor ve gelişimini sürdürüyor. Finrota'nın Açık Bankacılık ürünü NetEkstre'nin açıkladığı rakamlara göre, 2023'ün ikinci çeyreğinde gerçekleşen toplam işlem adedi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 artarak 7 milyona yaklaştı. Entegre firma sayısı da yüzde 18 arttı. Yılın ikinci çeyreğinde de büyümelerini sürdürdüklerini belirten Finrota Genel Müdürü İlknur Uzunoğlu, "Bundan sonraki süreçte de Açık Bankacılık ürünlerimizde verdiğimiz hizmetleri yaygınlaştırarak daha çok kullanıcının ve iş ortağımızın finansal teknolojide rotasını çizmeye devam edeceğiz" diyor.

Bir yandan şirketlerden büyüme rakamları gelirken, diğer yandan Açık Bankacılık'ın faaliyete geçmesi, birçok tartışmayı da beraberinde getirdi.

(Finrota Genel Müdürü İlknur Uzunoğlu)

AÇIK BANKACILIK BİR EKOSİSTEM

Açık Bankacılık'ın tek başına var olan bir yapı ya da bir platform değil, daha çok bir ekosistem olduğunun altını çizen FintechUP şirketinin Kurucusu ve Danışman Refik Sarıtepe, "Öyle ki bir tarafta müşterinin sahip olduğu bankacılık verilerini üçüncü taraflarla güvenli şekilde paylaşan bankalar yer alırken, diğer tarafta bankalardan aldıkları veri ve servisler ile yenilikçi finansal uygulamalar geliştiren fintekler bulunuyor. Ekosistemin üçüncü ayağını ise verinin asıl sahibi olan bireysel veya kurumsal müşteriler oluşturuyor" diyerek bu ekosistemi tanımlıyor. Geçtiğimiz dönemde ilk 10 bankanın BKM entegrasyonunun tamamlandığını yani belirlenen 10 bankanın verilerinin BKM'nin standart servisleri üzerinden erişilebilir durumda olduğunu söyleyen Sarıtepe, "Bu noktada bir sıkıntı görünmüyor. Buna karşılık bankaların sunduğu servisleri ise yine bankaların kullandığını görüyoruz. Bankalar bir lisans sürecine tabi olmadıkları için çok hızlı şekilde uygulamalarını çıkartabildiler. Buna karşılık şu ana kadar sadece iki ödeme kuruluşunun lisans aldığını görebildik. Bu durumun regülasyonun hazırlık süresince dile getirilen, bankaların lisans gereksinimi ve zaman sınırı olmadan direk uygulamalarını geliştirme yetkisine sahip olmasının ödeme kuruluşları açısından haksız rekabet ortamı oluşturacağı tezini doğrular nitelikte olduğunu söyleyebiliriz.

Bu noktadan baktığımızda Açık Bankacılık'ın esas oluşturmak istediği bankalar ile fintekler arasındaki ekosistem açısından maalesef henüz pek fazla yol kat edebilmiş değiliz. Önümüzdeki dönemde lisans sürecinde olan ödeme kuruluşlarının süreçlerini tamamlamalarıyla birlikte bu noktada bir ivmelenme görebiliriz" diyor.

"KURUMSAL DÜNYA ALIŞTI"

Verileri açık etmesi ve güvenlik konusunu iki farklı müşteri profili açısından ele almak gerektiğini vurgulayan Sarıtepe, "Kurumsal açısından verilerin paylaşılması konusunda 4-5 yıl önce olan direnç ve tereddüttün artık çok azaldığını söylemek mümkün. Kurumsal dünyada kullanıcılar çok daha fazlasını talep etmeye başladılar. Kurumsal dünya Açık Bankacılık'a alıştı ve çok sevdi diyebiliriz. Bireysel kullanıcılar tarafında ise henüz sadece banka ekranlarından bu deneyimi yaşıyorlar" yorumunu yapıyor.

(FintechUP şirketinin Kurucusu ve Danışman Refik Sarıtepe)

"HİZMETLER HUKUKİ ZEMİNE OTURDU"

Finans teknolojileri, bilgi teknolojileri ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında özellikle çalışmalarını sürdüren Avukat Yaşar K. Canpolat, Türkiye'de Açık Bankacılık ürünlerinin -özellikle B2B tarafında- her ne kadar farklı iş yapış biçimleri ile 2019 değişikliği öncesinde de sektörde var olsa da hukuki olarak çok gri bir alanda yer aldığını söylüyor. Kanun'daki 2019 değişikliği ve akabindeki ikincil düzenlemeler ile birlikte bu hizmetlerin hukuki bir zemine oturtulduğunu ve artık regüle bir hizmet haline geldiğini ifade eden Canpolat, "Dolayısıyla HBS ve ÖEB hizmetlerini sunan firmaların artık TCMB'den bir ödeme kuruluşu lisansı alarak bu süreçleri yönetmeleri gerekecek" açıklamasını yapıyor.

"GÜVENLİK VE İŞ SÜREKLİLİĞİ ÖN PLANDA"

Bireysel kullanıcılar açısından güvenlik unsuru ön plana çıkarken, kurumsal kullanıcılarda güvenliğin yanı sıra aynı zamanda iş sürekliliği ve veri seti kalitesi unsurlarının da ön plana çıktığının altını çizen Canpolat, sözlerini şöyle sürdürüyor: "TCMB yaptığı hukuki düzenlemeler çerçevesinde kullanıcılar tarafındaki bu riskleri göz önünde bulundurup açık bankacılık kuruluşlarına belirli yükümlülükler yüklüyor. Dolayısıyla, bu risklere ilişkin herhangi bir sorun yaşamak istemeyen kullanıcıların açık bankacılık hizmetlerini TCMB'nin gözetim ve denetimi altında faaliyet gösteren ödeme kuruluşlarından alarak ilgili riskleri bertaraf etmeleri mümkün. Öte yandan, bankaların da bir an önce kendi taraflarındaki teknik geliştirmeleri yapıp GEÇİT'e entegre olmaları önemli. Bankalar bu sayede güvenlik risklerini düşürebilir ve operasyonel/teknik maliyetlerinin önüne geçebilir." Açık Bankacılık tarafında risklerden çok faydalara da odaklanılması gerektiğini belirten Canpolat, "Açık Bankacılık'ın yarattığı verimlilik sayesinde bugün kurumsal tarafta birçok firma muhasebe ve nakit akışı süreçlerini verimli hale getirebiliyor. Bireysel kullanıcılar ise hızlı ve kolay kişisel bütçe yönetimi sayesinde bütçelerini yönetebiliyor" diyor.

(Avukat Yaşar K. Canpolat)

EN ÇOK OKUNANLAR