Türkiye’de yaşanan olaylar hepimizi derinden etkiledi. Ülkemizin ortasında kaldığı terör saldırılarına, içeriden aldığımız yara da eklendi. Verilen masum şehitler ve bu sürecin doğuracağı sonuçlar acaba hayatımızı nasıl etkileyecek? Nasıl dersler alacağız? Belki de ders alamayacağız. Ben daha çok bu konunun üzerinde durmak istiyorum. Politika ve partiler insanları kendi çevrelerinde toplamak ve oylarını alabilmek için belli fikir ve ideolojileri seçerler. Seçmenlerden oy isterken ise bu programlarını anlatırlar. Son yıllarda Türkiye’de kendi yapacakları dışında sadece hükümeti eleştirmek bir yöntem olarak ortaya çıktı. Gerçi bu eskiden de böyleydi diyebilirsiniz. Ama eskiden televizyonlarda tüm parti liderlerinin aynı programa katılıp aynı soruları cevapladığı ve dolayısı ile yapacaklarını anlatacakları ya da anlatmak zorunda bırakıldıkları platformlar vardı. Son dönemlerde yaşananlar ise belki de çevre ülkelerin etkisi ile daha çok mezheplerin ve tarikatların konuşulduğu ve sonunda devletin içine işlemiş bir örgütün yapmaya çalıştığı darbe ile sonuçlanan olaylar… Halbuki bir ülkenin vatandaşları olarak bizlerin birinci önceliği; ülkemizin daha üst bir refah düzeyine ulaşması ve dünyanın en büyük ekonomileri arasında olması… Durum böyle olunca konuşulacaklar sadece bunlardan ibaret oluyor. Örneğin, UEFA Kupası’nı kazanmak isteyen bir futbol takımı, kendisini bu kupaya taşıyacak kadroyu oluştururken, her dinden ve her dilden en iyileri toplamıyor mu? Tek hedefleri başarılı olmak olduğu için hepsi bu fikre göre hareket etmiyor mu? Zaten ancak bir takım olmayı başaran ve bu fikri benimseyenler zirveye ulaşıyor. Peki, Türkiye’de durum nasıl işliyor? Ülkeyi daha ileri taşıyacak kadrolar nasıl seçiliyor ve onların önceliği acaba Türkiye’yi mi yoksa kendi hizmet ettikleri örgütü mü ileri taşımak? Bu olaylar, bu sorunun cevabını bize açıkça gösterdi. Önemli olan bundan sonra ne yapılacağı? Bu kadrolardan temizlenen yerlere ve daha önemli görevlere seçimler nasıl yapılacak? O işleri en iyi yapan profesyonellere teklifler mi götürülecek yoksa sadece güvenilir diye akrabalar, akrabaların okul arkadaşları mı bu görevlere gelecek? Türkiye’nin geleceği bu seçimler ile belli olacak. Ülkelerin gelecekleri ile şirketlerin geleceklerini hiç farklı görmüyorum. Buradan yola çıkarak terfi ve atamalar konusundaki düşüncemi de belirtmek istiyorum. Hem Silahlı Kuvvetler hem de diğer devlet yapılarında sadece sisteme uyum sağlayan, bir başarı göstermeyen, bütün vaktini üstlerini memnun etmeye harcayanların yükseldiği bir sistem en sonunda çöker. Çünkü bir gün önemli bir karar alınması gerekir ve o kararı alacak insanlar, o pozisyonda olmadıkları için gerekli kararlar alınıp ilerlenemez. Umarım bu olaylar herkese ders olur ve herkes sadece ama sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini ve Türkiye’yi ön sıraya koyma vizyonu çerçevesinde birleşerek hareket eder.

500 STARTUPS’IN SEÇTİĞİ 12 İNOVATİF GİRİŞİM

1- Romit: Yetersiz hizmet alan müşteri ve endüstriler için mobil cüzdan ve ödeme platformu

2- Simplifund: Alternatif yatırımları basitleştiren bir çözüm

3- Tackl: Akıllı eşleştirmeyle üniversiteli yeteneklere odaklanan platform

4- Tagmonkey: Bulut tabanlı nesnelerin interneti odaklı geliştirme platformu

5- Ticktate: Konser ve sinema için daha uygun fiyatı biletler

6- Transtutors: Üniversite öğrencileri için yapay zeka tabanlı bir öğrenme asistanı

7- Upcraft xclub: Dikiş yapan kadınları hedefleyen, giysi modelleri için abonelik modeliyle çalışan bir girişim

8- Workamerica: Sertifikalı işçi bulma platformu

9- Workgenius: Saatlik çalışanlar bulma servisi. Yarı zamanlı işleri düzene sokmayı hedefliyor

10- Worthix: Bilimsel temele dayanan ve müşterilerin karar mekanizmasını çözmeyi hedefleyen anket servisi

11- Yoderm: İnternetten cilt uzmanlarına ulaşmanızı sağlayan girişim

12- Youstake: Poker oyuncuları üzerine yatırım yapılabilen bir pazaryeri