USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Selçuk  Kiper

YAZARLAR

3.05.2016 10:53:00

Network Marketing bir fırsat mı?

Büyük bir fırsat olma yolunda ilerleyen network marketing konusunda belli kriterlere dikkat ederek hareket etmek şart. Büyük fırsatları göz ardı etmemek gerekiyor. Tüketici ya da girişimcilerin network marketıng ile saadet zinciri arasındaki farkları kavramış olması önemli bir kural

Network marketing büyük bir fırsat olma yolunda ilerliyor ancak dikkat edilmesi gereken konular var. Bu kriterlere dikkat ederek hareket etmek gerekiyor. Ağ pazarlamanın internet üzerinden kullanım örnekleri yurt dışında mevcut. Kullanıcılar, internet üzerinden online mağaza açabiliyor ve bu kullanıcıların da kendi alt mağazaları olabiliyor. Alt mağazalar satış yaptıkça, üst katmandaki mağazalar da en tepedeki şirketten belli bir oranda komisyon alıyor. Buradaki sistemin de ağ pazarlamaya uygun olması için her mağazanın belli bir katmanda alt mağazaya sahip olması gerekiyor. Böylelikle mağazaların eşit bir şekilde kazanç sağlaması prensibi doğru bir şekilde uygulanmış oluyor. Türkiye’de network marketing sistemini uygulayan e-ticaret şirketlerine örnek olarak ‘incir.com’ gösterilebilir. Bu iş modelinin farklı seçeneklerle online mağazalara uyarlanabilmesi mümkün. Fakat bu noktada kullanıcıların network marketing ile saadet zinciri arasındaki farklara dikkat etmeleri gerekiyor. Geçmişte yaşanan saadet zinciri vakaları nedeniyle birçok insan mağdur duruma düşmüştü ve bu durum saadet zinciriyle ağ pazarlamasının arasındaki farkların bilinmemesi nedeniyle, ağ pazarlamasının üstüne yıkılmıştı. 2010 yılında yaşanan mağduriyetler sonrasında T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı network marketing sistemleri hakkında bir basın açıklaması yayınlayarak, tüketicileri saadet zinciri ile network marketing’i karıştırmamaları için uyarmıştı. Bir tüketici ya da girişimci olarak ağ pazarlamasıyla ilgili bir çalışmada yer almaya başlamadan önce hem mağdur olmamak hem de mağdur etmemek için yukarıdaki basın açıklamasının 7’nci maddesinde yer alan açıklamalara dikkat edilmesi gerektiğini unutmamak gerekiyor. Bunlar sadece dikkat edilmesi gereken konular. Ancak burada büyük fırsatlar var ve bu fırsatları da göz ardı etmemek gerekiyor.

 

KÜRESEL REKABET GÜCÜ RAPORU

WEF tarafından yayınlanan Küresel Rekabet Gücü raporu, girişimciler ve fırsatlar açısından son derece önemli. Her kötümser durum, içinde bir fırsat barındırır. Ayrıca yatırım yapılacak ülkedeki değişimleri yakından takip etmek de oldukça önemli. Ülke olarak 6 sıra geri düşmüş durumdayız. Fakat düşüşe rağmen koruduğumuz en önemli bölüm pazar büyüklüğü... Dolayısı ile yurt dışında iş yapan işlerin benzerlerini ülkemizde uygulamaya devam etmek hâlâ bir fırsat. 2015-2016 Dönemi Küresel Rekabetçilik Endeksi hesaplamalarına göre Türkiye, 140 ülke arasında 51’inci sırada bulunuyor. Türkiye bir önceki yıl 144 ülke arasında 45’inci, ondan önceki yıl ise 148 ülke arasında ise 44’üncü sıradaydı. Geçen yıl olduğu gibi Küresel Rekabetçilik Endeksi’nin içinde bulunan bileşenler arasında en iyi performans, 16’ncı sırada yerini koruyan pazar büyüklüğü kaleminde gösteriliyor. Bu yıl en ağır düşüş, ‘kurumsal yapılanma endeks’inde oldu. Türkiye bu sıralamada 75’inci sırada yer aldı. Rapora göre ülkedeki hassas siyasi dönem (Haziran 2015 Seçimleri) ile jeopolitik çatışmaların birleşmesi sonucunda oluşan belirsizlik ortamı, Türkiye’nin kalkınmasında ciddi rolü olan özel sektör yatırımlarının ve özellikle uluslararası yatırımların yavaşlamasına sebep oldu. Rapora göre yatırımların yavaşlamasında yüksek enflasyonun yarattığı belirsizlik ve yerel finansal sektöre duyulan güven ile bu sektörün etkinliğindeki düşüş de rol oynadı. Türkiye’nin rekabetçilik sıralamasında yaşadığı düşüşte makroekonomik ortamın bozulması da rol oynamış gözüküyor.

DİĞER YAZILARI