Geleneksel tarımdan koruyucu toprak işleme ve sıfır toprak işlemeye geçişte daha fazla karmaşık bir yapıya bürünen mekanizasyon araçları, hassas tarıma geçişte akıllı tarım makinelerini ve mekatronik unsurları da beraberinde getiriyor. Makinelerin giderek daha kapasiteli ve akıllı hale geldiği bir dönemde, bu yatırımların yapılabilmesi için devletin muhakkak kısa, orta ve uzun vadeli bir tarımsal mekanizasyon politikası olmalı. Tabii bu politikalar, çiftçiler nezdinde bir destekleme politikasını da içermeli. Çünkü akıllı tarım makinelerinde ilk yatırım maliyetleri oldukça yüksek. Bununla beraber sektörün daha fazla gelişim göstermesi, öncelikle iç pazarın (yerel tarımsal işletmelerin) bu gelişime uygun makine talebinde bulunmasına bağlı. Diğer yandan ülkemizdeki tarımsal işletme sayısına ve pazar büyüklüğüne göre oldukça fazla sayıda olan firmaların önemli bir kısmı kaliteden/teknolojiden ziyade fiyatta rekabeti ön plana çıkarıyor. Bu -haksız- rekabet, faaliyet kârlılığını düşürürken, düşük kâr marjları da doğal olarak Ar-Ge faaliyetleri başta olmak üzere nitelikli teknoloji kullanımını, nitelikli istihdamı, markalaşma ve pazarlama harcamalarını azaltıyor.

ÇARPAN ETKİSİ YARATILMALI

Ülkemizde savunma sanayiinin başarısında kümelenmenin önemli bir çarpan etkisi bulunuyor. Kümelenme çalışmaları kapsamında bir farkındalık yaratılması, tarım robotları veya değişken oranlı ilaçlama gibi farklı konularda uzmanlığı bulunan kişilerin, araştırmacıların, yazılımcıların, sektör profesyonellerinin bir araya getirilmesi amacıyla Akıllı Tarım Platformumuz altında çalışma grupları oluşturuldu.

Çalışma grupları, akıllı tarım makineleri ve teknolojileri ile ilgili çalışmaların yapılması, bu kapsamda politika ve stratejilerin geliştirilerek tavsiye kararları alınması ve ilgili yerlere iletilmesi, sektörün rekabet edebilirliğinin artırılmasına katkı sağlanması gibi hususlarda icra kurulumuza bağlı olarak görev yapacaktır.