Girişimcilikte değişen demografiyle birlikte artık 21'inci yüzyılın başından bu yana daha fazla kadın girişimci, iş hayatı içerisinde yer alıyor. Kadınların ekonomiye erkeklerle aynı şekilde katıldıkları bir 'tam potansiyel' senaryosunu değerlendiren McKinsey; bunun, her zamanki iş hayatına kıyasla 2025 yılına kadar yıllık küresel GSYİH'ya 28 trilyon dolar yani yaklaşık yüzde 26 değer ekleyeceği sonucuna vardı. Ama, kadın girişimcilerin ekonomik hayata var olması için hâlâ desteğe ihtiyaçları var. Dünyanın dört bir yanında, girişimci düşünen kadınlar, rekabetçi iş dünyasına girmeye ve bu alanda başarılı olmaya kararlı. Mastercard Kadın Girişimciler Endeksi verilerine göre, hâlâ baskın olan cinsiyet farkı, bu kadınların erkek meslektaşlarına kıyasla orantısız sayı ve ölçekte zorluklarla karşılaşmaya devam ettiğini gösteriyor. Cinsiyet eşitsizliğinin muazzam ekonomik maliyeti, uzun süredir acil bir küresel sorun olarak kabul ediliyor ve etkileri giderek daha şiddetli hale geliyor. Bu yıl Dünya Bankası, dünya genelindeki ekonomilerin yalnızca kadınlar ve erkekler arasındaki yaşam boyu kazanç farklılıkları nedeniyle 172 trilyon dolar kaybettiğini vurguladı. Bu, 2018'de sadece 2 yıl önceki 160 trilyon dolara kıyasla önemli bir artış.

KÜRESEL OLARAK HER 3 KÜÇÜK, ORTA VE BÜYÜK İŞLETMEDEN SADECE 1'İ KADINLAR TARAFINDAN İŞLETİLİYOR

Dünya Bankası verileri küresel olarak; küçük, orta ve büyük her 3 işletmeden sadece 1'inin kadınlara ait olduğunu gösteriyor. Güney Asya'da yüzde 18'lik düşük bir seviyeden Latin Amerika ve Karayipler'de yüzde 50'lik yüksek bir orana çıkıyor. Doğu Asya ve Pasifik'te, örneğin Güney Kore'de, şirketlerin sadece yüzde 19'u kadın girişimcilere aitken, Mikronezya Federal Devletleri'nde firmaların yüzde 87'si kadınlara ait. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) verilerine göre, kadınların girişimci olma olasılığı küresel alanda daha düşük.

BAKANLIK, KADINLARI GÜÇLENDİRMEK İÇİN ÇALIŞIYOR

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü koordinasyonunda; başta eğitim, istihdam, sağlık, karar alma mekanizmalarına katılım olmak üzere hayatın tüm alanlarında kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesi hedefleniyor.